25 Şubat 2013 Pazartesi

Arılarda Varroa İlaçlaması




Varroa...

Arıcılıkta malesef en büyük sorunlardan biri. Yıllar geçtikçe yeni yeni bilgiler ile beraber mücadele yöntemleri de değişiyor-gelişiyor. Şimdilerde organik asitler ile mücadele ön planda. Sanırım en kısa sürede ben de bu mücedele yöntemine geçeceğim. Hatta ekipmanları da edindim ama hem elimde Amitraz içerikli ilaç kaldığından hem de organik asitle mücadeleyi tam bilmediğimden (en kısa sürede öğrenmek lazım) bu yıl da duman ve körükle devam etme kararı aldım. İlaç prospektüsünde ilacın kullanım şekli ve dozu anlatılıyor. Bu konuya girmek istemiyorum. Ama benim uyarmak istediğim her ilaçta olduğu gibi bunda da DOĞRU ZAMAN-DOĞRU DOZ ve DOĞRU UYGULAMA demek lazım.

Öncelikle körük kullanarak dumanlama ile ilaçlama yapacaksanız (ki en kısa sürede organik asitler ile ilaçlama işine geçmenizi tavsiye ederim) ilk olarak ilacın emdirildiği karton parçasının alttan iyi yandığına emin olunuz.

 

Ardından mümkünse temiz kullanılmamış bir körük kullanınız. Diğer körüklerdeki katran artıkları kartonun iyi yanmasına engel oluyor. 


Ardından yapmanız gereken ise ilacın prospektüsündeki şartlara uymak. Bir karton şerit kaç arı ilaçlıyor, her kovana kaç kez duman vermek lazım gibi hususları okuyarak uygulayınız. Mümkün olan en kısa sürede işinizi bitiriniz ve ilaçlamada ilacın rüzgar ile sizin aranıza girmesine izin vermeyiniz.

 

 Bunun ardından ise kontrol geliyor. İlaçlamadan yarım saat sonra polen tuzaklarında rahatlıkla varroa ölüsüne rastlarsınız. Hiç varroa yok dediğiniz kolonilerdeki varroaları bir görseniz....
 
 
Fotoğraf makinesi tam detaylı çekmediği için varroa fotoğrafı koyamadım. Üzgünüm....

Arılara Şurup Hazırlamak

Arılar normal koşullarda bilindiği üzere bal ve polen tüketip su içiyorlar. İlkbahar çıkışlarında özellikle stok bal sıkıntısı oluştuğunda arılarımıza bal yerine ikame olarak şeker ve su karışımı ile yaptığımız şurup veriyoruz. Arılarda beslemenin detayları oldukça fazla. Ama unutulmaması gerekenlerden biri koyu şurubun daha rahat stokta kullanıldığı. Sonuçta erken ilkbaharda stok amaçlı hazırladığımız şurubu arılarımız dün ve bugün gayet keyifle tükettiler. 

Hazırlık oldukça basit:
Öncelikle suyumuzu bir miktar ısıtıyoruz. (Biz insan içme suyu kullandığımızdan hijyen için kaynatma gereği duymuyoruz.) Hazırladığımız şurup 2 şeker / 1 su içereceğinden az da olsa ısıtma şekerin kolay erimesini sağlayacaktır. Zaten şekeri katınca şurup soğuyacak. Ardından hem karıştırıp hem de şekeri eklemeye başlıyoruz. ASLA AMA ASLA şurubu kaynatmıyoruz.


Şurubumuz hazır. Yarım saat kadar beklemek ve bu arada bir kaç kez karıştırmak şekerin tam olarak erimesi için yeterli oluyor. Tam olarak erimenin kullandığınız şeker ile de alakalı olduğunu unutmayın.


Ardından mümkünse arıları çok açık tutmadan şurubumuzu arılarımızın gücüne göre servis ediyoruz. Önemli olan şurup içeride beklemeden her arının şurubu alması.



19 Şubat 2013 Salı

Hoş Geldin 2013 Sezonu

Ballı babalar açtı.... Hoş geldin 2013...

Sezonun geldiği bölgemizde daha çok ballı babalar ile anlaşılabiliyor. Şu anda ana arısı olan kolonilerin tamamında en küçüğü avuş içi kadar olacak şekilde yavru var. Bu da sezonun geldiğinin habercisi. Hava hala soğuk. Arı açmak zor. Ama alabileceğine inanıyorsanız azar azar içeride ekşitmeden 2/1 oranında arılara şurup vermek mümkün. (Ekşitmeme olayını sakın unutmayın). 




Resimden de anlaşılacağı üzere öğlen saatleri olmasına rağmen havanın soğukluğundan dolayı çiçeklerde arı yok. Bu resimler 16.02.2013 tarihli. Bu gün hava biraz daha güzel. Kovanlara gelen polenden arıların bu çiçeklere çalıştığı anlaşılabilir.




11 Şubat 2013 Pazartesi

İSTANBUL Arıcılık Festivali 2013

Festival gerçekten güzeldi. Bu yıl geçtiğimiz yıla göre daha hareketli geçti. En sevdiğim tarafı ise 1 yıldır görüşemediğim arkadaşlar ile görüşme fırsatı yakalamaktı.



Esas etkinlik Pazar günü olmuş ama Pazar günüm 1-2 hafta öncesinden doluydu katılamadık. Sağlık olsun başka zamana....

Festivalde dikkatimi çeken sektör olarak bir çok üründe ilerleme kaydetmiş olmamız. Bana göre ise en büyük eksikliğimiz APİTERAPİ konuları. Yetiştirmek ile ilgili her türlü alet edevat vardı ama apiterapi konusunda eksiklik vardı.

Uzun zamandan beri yarı otomatik sır alma makinesi peşinde olduğumdan Civan'ın yarı otomatik makinesi dikkatimi çekti. Farklı bir modeli Temel Petek'de de vardı. Temel Petek'inkini tam anlayamamış olsam da Civan'daki makine ilginçti. Ama hediye almayı düşündüğüm kişi kabul etmeyince makine işi de yattı.






Bir diğer ilgimi çeken malzeme ise Üst çıtalı karakovan. Sırf arıların yanında ilginçlik olsun diye bir tane bulundurmak lazım sanki. Resimleri çektim. Bir kaç tahtaya bakar iş. Arada bir boşlukta halletmek lazım. Aslında bunun yanına bir iki sepet ve kütük de koymalı. Sırf Çine Arıcılık Müzesindeki Hüseyin'ime inat bizde arıcılık müzesi yaptık deriz...